Bir zamanlar yaygın gazeteler tarafından her cildi kuponlarla verilen bilgi deposu ansiklopediler internetin ve dijital bilgi kaynaklarının gelişmesiyle birlikte tozlu raflara terk edildi. Doksanlı yıllarda evlerin başköşesine konulan ansiklopedilerin bazıları ise sahaflarda raf altlarında takoz olarak kullanılıyor.
Doksanlı yıllarda gazetelerin rekabet halinde sattığı dönemin en önemi bilgi kaynağı olan ansiklopediler, dijital çağın kurbanı oldu. Bir dönem zamanın yaygın gazeteleri tarafından kuponla satılan dünyanın önemli ansiklopedileri artık sahaflarda tozlu raflarda kaderine terk edildi. İnsanların bilgi edinmeleri konusunda en büyük görevi gören, öğrencilerin sayfalarca araştırma yapıp ödevlerini yaptığı her konuya hitap edip bilgi veren ansiklopediler, güncellenmeye yenik düştü. Meraklılarının evlerinde dekor olarak kullandığı yüzlerce ciltten oluşan bilgi depolarına sahaflarda dönüp bakan olmuyor. Sahaflar, bir dönem vitrinlerini süsleyen ansiklopedileri artık rafların altına takoz olarak kullanıyor. Bazı ansiklopediler rafların en ücra köşelerinde toz altında kalırken, çoğu ise modern kitapların altında takoz görevi görüyor.
Denizli’nin en işlek yeri olan Gazi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı üzerinde 20 yıldır sahaflık yapan Hasan Aktaş, ansiklopedileri takoz olarak kullanan sahaflar arasında yer alıyor. Ansiklopedilerin bir dönemin özeti olduğunu aktaran Aktaş, “Mesleğe öğrencilik yıllarında başladım. İlk önce kendi kendimize evde sokakta kitap satıyorduk. Kısmet böyleymiş, mesleğe başladık yaklaşık ve 20 yıldır da sahaf kitapevi olarak çalışıyorum. Ansiklopedi bir dönemin özeti gibidir. İnternetin olmadığı zamanlarda, çocukluğumuzda ödev için her türlü bilgi için ansiklopediye başvurulurdu” dedi.
Evlerin baş köşesinde herkesin ansiklopedi koyduğunu ifade eden Aktaş, medyanın da gelişmiş olmadığı zamanlarda ansiklopedilerin olmazsa olmazlardan biri olduğunu dile getirerek, “Ansiklopedi her evde olması istenen bir kaynaktı. Ciltli olurdu, 15 cilt, 20 cilt şeklinde olurdu. Ansiklopedileri bazı gazeteler kuponla verirdi. Evlerin başköşesinde olurdu. Kitaplık olmasa da vitrinde muhakkak ansiklopediler olurdu. Canı sıkılan insanlar, okumak isteyenler için, medyanın da gelişmiş olmadığı zamanlarda ansiklopedi olmazsa olmazlardandı. Evinde yoksa mecburen kütüphaneye gider oradan bakardık kaynağa. Mümkünse evde bulundurmaya çalışırdı insanlar” şeklinde konuştu.
Güncellenmesi epey zor olan ansiklopedilerin gelişen teknolojiyle yenik düştüğünü kaydeden Aktaş, “Çok kıymetliydi, değer verilirdi. İnternet çıktı, artık bilgi daha kolay ulaşılır hale geldi. Güncellenmesi ayrı bir dert çünkü ansiklopedi çıkıyor, 20 yıl sonra bilgiler güncellenmiyor. Dolayısıyla ansiklopedinin geçerliliği kalmadı. Coğrafik konularda olsun, güncel konularda olsun çoğu konuda bilgiler değişebiliyor, güncellenmesi gerekiyor. Ansiklopedi bunu karşılayamadı. Karşılayamayınca da tozlu raflarda kaldı” diye konuştu.
Aktaş, ansiklopedilerin geldiği son noktanın takoz olarak kullanılması olduğunu belirterek, “Şimdi biz onu hurda kağıt, takoz, yerlere, tezgah altlarına koymak için kullanıyoruz. Maalesef durum bu. Ya da dekoratif amaçlı kullanılıyor. El işi yapmak isteyenler, kitap isteyenler onlar kullanıyor daha çok. Ansiklopedinin geldiği nokta bu şu an da” ifadelerini kullandı.