enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4239
EURO
34,7459
ALTIN
2.429,46
BIST
10.082,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli
Az Bulutlu
27°C
Denizli
27°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
26°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
26°C
Cuma Hafif Yağmurlu
21°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
19°C

Gülistan Akyol Ay yazdı: İlk köşeden dönünce..

Gülistan Akyol Ay yazdı: İlk köşeden dönünce..

“Ben üstüme düşeni yaptığım için her şeyi unutma hakkına sahibim. Ben yardım gönderdim. Hem ben buradan ne yapabilirim ki daha fazla! Üstüme düşen unutmama sorumluluğuyla da nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum zaten. Gelin en iyisi biz normalleşelim.”

Bir ayı biraz geçti yüreklerimiz yanalı ama daha 40’ı çıkmadı daha ölülerimizin. Unutmaya başladık bile neler yaşandı nasıl paramparça dağıldı hayatlar. Ne büyük travmalar yaşandı o enkazlarda. Hepimiz bir şeyler yapma, bir şeyler anlatma derdine düştük.

İlk günlerde canla başla akın akın yardım yığan insanlar bugün Hatay’da yaşanan su sorununa hiç yokmuş gibi davranıyor. İlk günlerdeki kadar temel ve elzem bir ihtiyaç değil mi su? Su yahu bu! Daha temel ihtiyaç ne olabilir ki? Hepimiz bir işe yaramak istedik. Oturduğumuz yerde hissettiğimiz çaresizlik, hiçbir strateji belirlemeksizin yardımların yığılmasına neden oldu. Koskoca bir bölgenin kalkınması için yıllarca ihtiyaç duyulacak efor ve yardımı tek seferlik yapıp içimizi rahatlattık.  Bazıları “ben de yardım ediyorum” diyebilmek için bazıları ise yardım etme davranışını özendirip pekiştirmek için alanlardan paylaşımlar yaptı hiç durmadan. Sosyal medyada başkalarının acılarından etkileşim sağlamaya çalışan da oldu yine sosyal medyanın gücüyle yüzlerce cana ulaşılmasını sağlayan da…

Bazen öyle bir hal aldı ki insanın içinde öfke ve şiddetin apaçık gözler önüne serildiği, şiddetin izleyicilerinin insan haklarına aykırı davranışlara alkış tuttuğu anlar yaşadık. Yani deprem bölgesinden gelen her türlü haberi, görüntüyü bir solukta tükettik, fark etmedi içeriği. Şimdi ise artık “normalleşmeliyiz” nidaları yükselmeye başladı. Deprem bölgesiyle ilgili içerikleri kaydırıp geçmeye başladı insanlar. Görmek, duymak, bilmek istemiyorlar. “Bunalmaya başladılar…” Sahi niye böyle oluyor?

Duyarsızlaştık mı? Artık ilk zamanki yoğunluğunda hissetmiyor muyuz duygularımızı? Bizi diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimiz hissetmek. Hissetmek, önemsemek bizi çevresinde olup bitenlere duyarlı hale getirir.  Ne zaman duyarsızlaşır insan? Depremin üzerimizdeki onca etkisine rağmen, beklenen tepkileri vermiyoruz artık. Hep aynı gürültünün içinde kala kala artık o sesin sizi rahatsız etmemesi gibi.  

Kişi karşılaştığı zorlayıcı durumları anlamlandıramadığında, ortadan kaldıramadığında, değiştiremeyeceğini düşünüp çaresiz hissettiğinde duyarsızlaşmaya başlıyor. Bu bizim toplumumuzun başa çıkma mekanizması. Bir sonraki toplumsal faciayı yaşayana dek son yaşananla ilgili duyguları hızlıca tüketip, devam ediyoruz yaşamaya.

Daha kırkımız bile çıkmadı…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.