enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5463
EURO
34,8430
ALTIN
2.435,06
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Denizli
Az Bulutlu
27°C
Denizli
27°C
Az Bulutlu
Perşembe Açık
26°C
Cuma Açık
29°C
Cumartesi Açık
29°C
Pazar Parçalı Bulutlu
29°C

Kazım Arslan’dan Yükseköğretim Uyarısı

Kazım Arslan’dan Yükseköğretim Uyarısı
25.08.2017
A+
A-

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan yaptığı yazılı açıklama ile yükseköğretimdeki sorunları dile getirdi.

Her ile Üniversite politikasını eleştiren Arslan;”Bu politika fiyaskoyla sonuçlanmış ve adeta çökmüştür.”diye konuştu. Genç nüfusun işsizlik oranın yüzde 30’ları bulduğuna da değinen Arslan;”Üniversiteyi açmak, bölümlerini çoğaltmak, kontenjanları hiçbir kritere bakmadan arttırmak iş değil. Ayrıca geçmişten bugüne isim yapmış devlet üniversitelerimiz artık dünya sıralamasında ya ilk 400’e bile giremiyor ya da her geçen yıl daha gerilerde kalıyor.”dedi.

 

Kazım Arslan’ın açıklamaları şöyle;

Yükseköğretim alarm veriyor, iktidar ve YÖK dikkate almıyor, çözüm üretilmiyor.

Yıllardan beri sürdürülen “her ile bir üniversite” politikası fiyaskoyla sonuçlanmış ve adeta çökmüştür. Türkiye’de sanayinin nitelikli ve katma değer üretecek ara eleman sorununa eğilmeyen, süslü diploma vermeyi ve önüne gelen yere üniversite tabelası asmayı maharet sayanlar, bugün bilimin, teknolojinin, yerli üretimin tıkanma noktasına gelmesinde asıl pay sahibidir. Sanayi alanlarında ve ticarette bize asıl lazım olan bilginin pratikle buluşması, Üretim Reform Paketi Yasası içinde çok geç kalmış bir adım olmakla birlikte, bizim ısrarlı uyarımız sonucunda atıldı.

Uzmanlaşmış, Türk sanayisinin katma değerli ürün ihtiyacına, yüksek teknolojiye dayalı ürün ihracına, sanata, mimariye dönük eğitim veren tematik üniversitelerin açılacak olması, istihdam sorununu aşacak adımları eş zamanlı olarak atmadan havada kalacaktır.

Böyle giderse üniversite eğitimi orta öğretimden farklı olmayacak, eğitimin kalitesini düşünmeden açılacak yeni üniversitelerin ülkemize bir katkısının olamayacağı açık ve kesindir. Üniversitelerimiz bu haliyle bile çökmüş vaziyettedir. YÖK  bu konuda gereğini yapmadığı gibi, İktidarın da umurunda değil.

Üniversitelerin sayısının artmasını göz önünde tutanlar, ihtiyaç olmadığı halde gereksiz birçok bölüm açmıştır. ihtiyacın ötesindeki bölümler ve aşırı kontenjanlar, yılların deneyimine sahip akademisyenlerin KHK’larla okullarından atılmaları, eğitimin kalitesini düşürmüş, nitelikli elaman yetişmesine olanak sağlamadığı gibi, diplomalı üniversite gençliğini ortaya çıkarmıştır.

Bugün, 18-24 yaş grubunda iş bulamayanların oranı % 30’ları geçmiştir. Üniversite sınavına girip de kazandığı halde ilk aşamada 852 bin aday kayıt için müracaat etmemiştir. Bu müracaatların neden yapılmadığı konusunda sorgulama başlamıştır. Üniversiteyi açmak, bölümlerini çoğaltmak, kontenjanları hiçbir kritere bakmadan arttırmak iş değil. Ayrıca geçmişten bugüne isim yapmış devlet üniversitelerimiz artık dünya sıralamasında ya ilk 400’e bile giremiyor ya da her geçen yıl daha gerilerde kalıyor.

Dünyada ilk 250 üniversite arasına girebilen Türk üniversitesi yok, Koç ilk 300’de, Sabancı ancak 300’den sonra yer bulabilmişse, Bilkent ilk 400’e ancak girebilmişse, Boğaziçi Üniversitesi ilk 500’e son sıralardan tutunabilmişse oturup düşünmeliyiz. İlk 800 dünya üniversitesi arasına sadece 11 üniversitemizi sokabilmişsek, Anadolu, Ankara, Yıldız Teknik, Marmara, Gazi ve Erciyes Üniversiteleri ilk 800’de yoksa bu ciddi bir alarmdır, hemen ele alınması gerekir..

Üniversite eğitimleri uygulamalı eğitimden uzak olduğu gibi, fen ve teknik ağırlıklı olmadığı, yabancı dil eğitimi de eksik kalmıştır. Bu hızlı değişimin yaşandığı bir dünya düzeni içinde, klasik eğitim anlayışı ile bir yere varamayız. Mevcut iktidarın ülkemizde açtığı en derin yaralardan olan eğitim, her geçen yıl kara tabloya dönüşmekte, bilimsel üretim ve akademik bağımsızlığın yerini siyasal kadrolaşma, liyakatsizleşme almaktadır.

Üniversite eğitiminin de sorgulanmasına, ihtiyaçlara dönük bir planlama yapılmasına,mezun olan gençlerimize belirli sayıda ve özellikle sanayiye yakın kollarda iş garantili eğitim imkanlarının sağlanmasına ihtiyaç vardır. Üniversite eğitimi yıllardan beri böyle gelmiş, ama böyle gidemez. Yeni bir planlamaya ve topyekun yeni bir eğitim sistemine büyük ihtiyaç vardır.

Bütçede en çok payın ayrıldığı ama en az verimin alındığı, dünya sıralamasında en olumsuz geri dönüşlerin toplandığı eğitime çok daha fazla eğilmeliyiz. Bizim tarikatlara dayalı eğitimden, siyasal ve dinsel kadrolaşmaya dayalı eğitim bürokrasisinden alacağımız ders yoktur.

Laik ve çağdaş bir eğitimin terk edilmemesini, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği akıl ve bilime dayalı bir eğitim verilmesini istiyoruz. Devletin rejiminin tartışılmasına değil, acil bir eğitimde adalet tartışmasına ihtiyacı vardır. Eğitimde adalet hızla sağlanmalı,her bir yurttaşın eğitim görmesine olanak sağlanmalıdır. Böylece eğitim seviyesi yükselmiş bir Türkiye yaratmalıyız.

Üniversitedeki eğitim kalitesinin artması ve dünya Üniversiteleriyle yarışması için üniversite eğitim ve öğretim sisteminin zaman geçirmeden gözden geçirilmesini istiyoruz. Aksi halde yeni kuşakların kodlamayla, yeni sanal teknolojilerle, bulut ekonomisiyle, 4. Sanayi Devrimi’yle uyumlu mesleki eğitim aldığı ortamda eğitimden sanayiye, ekonomiye, akıl ve bilime kadar bir yeni üretim devrimine de uyum sağlamalıyız.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.