AK Parti Denizli Milletvekili ve MKYK Üyesi Av. Cahit Özkan AK Parti Grup toplantısından sonra, basın mensupları ile gerçekleşen görüşmesi sırasında gündemdeki konuları içeren açıklamalarda bulundu.
Afrin harekatı öncesinde ve başladığı sırada, bölge ülkelerinin hemen hemen hepsi ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini, Birleşmiş Milletler’de meseleyi tüm açıklığı ile ifade etmeye gayret ettiklerini belirten Özkan: “Meselenin barışçıl çözümü ile ilgili, terör devleti ne müsaade edilmemesi ve terör örgütüne silah ve mühimmat yardımda bulunulmaması için tüm müttefiklerimiz de gerekli adımlar atıldı. Şu anda 5000 tırın üzerine çıkmış bir silah yardımı var. ABD başkanı Trump, 30 kilometrelik güvenli bölge teklifine Cumhurbaşkanımız, “sizin verdiğiniz silahlar 60 kilometre menzilli ise orada 30 kilometre güvenli hattın bir anlamı kalabilir mi?” diye cevap vermiştir”diye ifade etti.
Zeytin Dalı operasyonuna ÖSO yapmamız konusuna da değinen Özkan, operasyon sırasında 20’nin üzerinde ÖSO askeri hayatını kaybettiğini, bizim askerlerimizden de şehitler verdiklerini; ancak orada askerleri ile beraber giriyorum olmamız orada devletimizin, İstiklal ve İstikbal mücadelesinde bir menfaat uyuşması ve aynı istikamette menfi beklentilerimiz olması ÖSO ile birlikte hareket etmemizi gayet mantıklı kıldığını belirtirken: “Bir taraftan sınırlarında kurulacak bir terör koridorunu engellemek isteyen Türkiye, onun yanında topraklarından işgalci YPG’yi arındırma mücadelesi veren ÖSO kuvvetleri, teröre karşı büyük bir mücadele örneği göstermektedir. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin de bu yapılan operasyona kayıtsız kalması da bir anlamda işin ne kadar doğru olduğunu bir göstergesidir.“ diye vurguladı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünya sisteminden izole edilmiş bir devlet olmadığını aksine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Nato’nun en büyük silahlı güçlerinden biri olduğuna değinen Milletvekili Özkan: “ Hamdolsun savunma silahlarımızın yüzde yetmişini yerli ve milli silahlar, yerli kaynaklarla yapmak suretiyle Mehmetçiğimizin elini güçlendirdik. Ülkemizin birlik ve beraberliğini sağladık. Bizim operasyon yaptığımız bölgedeki herkes bizim kardeşimiz, akrabamızdır. Dilimiz, dinimiz, kültürümüz aynıdır. Afrin, İdlip Cerablus, Menbiç, Fırat’ın doğusu, Kerkük, Musul, Misakı Milli sınırlarımız içerisinde kalan bölgelerdir. Muhabirlerimiz, basın mensuplarımız oralarda, röportajlar yapıyor. Konuşanlar Türkçe konuşuyor. Arap olanı da, Kürt kardeşimizle de rahat bir şekilde anlaşabiliyorlar.”dedi.
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a bu ülkenin kurtuluşu ve kuruluşu için yola çıktığında, düzenlediği kongrelerden, bu ülkenin istiklalini ve istikbalinin sağlanması için milletçe topyekün mücadele kararları çıkmıştı. Ülkemizin bütün illerinden temsilciler Ankara’da bir araya toplandı. Ve hamdolsun büyük zaferler kazandık. Şuan da benzeri bir şekilde topyekün bir savaş vermekteyiz. Fakat ana muhalefet partisinin bunu böyle yorumlamak yerine, PYD, YPG ve KCK’ya destek verme adına, oradaki milli ve yerli yapılanmalar üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve hükümetine saldırması hiçte kabul edilebilir bir durum değildir. Bizler bu coğrafyanın kan ve gözyaşı coğrafyası değil, barış ve huzur coğrafyası olmasını istiyor, bu yolda da emin adımlarla yürüyoruz” diyerek sözlerine son verdi.
